hoşgeldiniz

Archive for 2011|Yearly archive page

küçük evim’de kış

In mimari on 08/04/2011 at 19:19

Kış geldi geçiyor… En çok duyduğumuz soru – elbette – evde ısınıyor musunuz? İlle de “sadece şömine ile ısınacağız” dedik ya!

Evet ya da hayır demek zor. Evet ısınıyoruz, eğer tüm gün şömineyi tam yakarsak. Veya evet ısınıyoruz, eğer güzel bir güneş varsa.

Evin tasarımı ile ilişkili kış koşullarını şöyle değerlendirmeye çalışayım. Tavanlarımız yüksek, oturma mekanı mutfak ve antre ile ortak. Dolayısı ile bu geniş alanı ısıtmak hızlı olmuyor. Soğuk kış dönemlerinde, hele bir de güneş yoksa, evde tüm gün şömineyi yanar durumda tutmamız gerekiyor. Bu da aslında günümüzü planlamamızı etkiliyor. Ev dışında bir işimiz olduğunda, bunu hızlıca sabaha sıkıştırıyoruz ki, döndükten sonra aralıksız şömineyi besleyebilelim. Ne kadar mı odun tüketiyoruz? Cevabı aşağıda bir fotoğraf olarak bulacaksınız.

Bir şey daha; şömine yandıktan yaklaşık bir saat sonra, şömine karşısında otururken, sanki evin bir yerinde bir pencere açılmış da hafiften soğuk bir hava salona doğru geliyormuş gibi hissesiyoruz. Anladık ki, bu şöminenin ısıtmaya başladığı hava ile, odanın aşağılarında kalan soğuk havanın yer değiştirmesi ile oluşan “yeller”! Böyle durumlarda 1-2 saat UFO ile destek veriyoruz oda konforuna. Ne yapalım, şömine karşısında iken, insanın yüzüne çarpan bir serinlik hiç de hoş karşılanmıyor.

Bu yazdıklarım sakın sizi şömine kullanımından memnun olmadığımız izlenimi vermesin. Aslında keyfimiz gayet yerinde. Hele bir de güneş varsa, en soğuk kış dönemlerinde bile, geniş güney camlarımızdan giren güneş ışınları ile ısınabiliyoruz, hem de şömine yanmadan. Ancak böyle günler kışın ayda 5-6 günü geçmiyor. Güneş yoksa ve iş şömineye kaldı ise, genellikle evin üst katını kullanıyoruz. Çünkü sadece 15 metrekare olan üst kat oturma alanı, en hızlı ısınan yer oluyor. Merdiven boşluğuna açılan şömine menfezlerinden birinden çıkan sıcak hava tez üst kata ulaşıyor.

İtiraf etmemiz gereken şeylerden biri yalıtım konusunda zayıf kalmış olmamız. En çok ısı kaçışı nereden oluyor, ben de bilmiyorum: camlar? duvarlar? tavan? Söylemesi zor. Belki hepsi aynı oranda. Tavanda 5 cm mantar yalıtım levhaları kullanmıştık. Sanırım daha fazlasını hak ediyormuş. Camlarımız, çift cam ve ısı kaçışını engelleyen sinerji modeli. Ancak bu kadar geniş camlara hangi ısı dayanır! İki kat olan dış duvarlarımızda hava boşluğu bırakmış, ancak özel bir yalıtım malzemesi kullanmamıştık. Belki şimdi olsa yine kullanmayız, her şeye rağmen. Yalıtım malzemeleri ile ilgili fikrimize geri dönmek isteyenler, buraya tıklayarak ilgili yazımıza ulaşabilirler. Mantar levhalara verecek bol param olsa, belki iki duvar arası boşluğa mantarları dayardım.

Biz ettik, siz eylemeyin. Sıcacık oturmak istiyorsanız; i) Öncelikle tavanları yüksek tutmayın; ii) Şömine veya sobayı kuracağınız odayı geniş planlamayın; iii) Güneş mimarisinde camları güneşli günler için geniş düşünürken kapalı kış günlerini de dikkate alın; iv) ısı pompasını zamanında düşünün ve mimari – mühendislik planlarına dahil edin; v) şömineye iyi kalite kuru meşe odunu alın ve iyi yakın; korkmayın ne kadar çok odun yakarsanız yakın, petrol türevi veya kömür alternatiflerinden daha temiz ve çevrecisiniz; vi) kalın kazak, sıcak su torbası, battaniye elinizin altında olsun. Bir kazak ve su torbası evin derecesini 23’den 19’a çekmenizde kaybedeceğiniz konforunuzu geri kazandırmaya yardımcı olacaktır, emin olun.